Barbaros Hayreddin paşa, her zamanki gibi İspanyol teknelerini vurmuş; binlerce esir ve 36 seçme amirali esir etmişti. Esirlerin çoğu fidye vererek kurtulmuşlardı. İspanyol Kralı, amiralleri için de elçiler yollamıştı. ''Hızır Reis'' de denilen Hayreddin Paşa şunları söylüyor:
''...Âlimler gelip beni ikaz ettiler:
- Ey Mücahidlerin başı!... İşittik ki, kâfir kaptanlarına azadlık verecekmişsin... Fakat kitab'a göre, onlara hiçbir şekilde azadlık yoktur. Çünkü onlar, deryâda ustadırlar. Hile ve şer işlerinin beyleridirler. (serbest bırakırsan, gene Müslümanları katle devam ederler)... Bu sebeble onları, ya sıkıca hapseyle veya öldür... dediler. Ben de:
- Allah sizleri mükafatlandırsın... İşte biz de böyle isteriz. Kitabın kavli ne ise, bildiresiniz... Zirâ âlimler, Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) vârisleridir. Bizim de başımız, size bağlıdır... diyerek onların cümlesinin boyunlarını vurdurup, pis cesetlerini deryaya attırdım.
Velâkin İspanyol kralı onların öldüklerini bilmediği için, kaptan Kırando isimli kâfiri kurtarmakla vazifeli yeni bir papaz yollamış. ''Akçanın gittiğine değil, işinin bittiğine bak. Beni, bu Kırando'nun akrabalarının dilinden kurtar...'' diye sıkı sıkı tembih etmiş.
Papaz gelip huzurumuzda milyonla düka altını döküp yalvarıp yakardı.
- Dirisinden vazgeçtim ölüsünü alayım. Bu paralarda sizin olsun!... dedi.
- Bizim paraya ihtiyacımız yoktur. Var, kralın olacak köpeğe böyle söyle! dedim. Birkaç gün sonra yâranlar sordular:
- Niçin akça almadın Reis?... Kâfirin ölümünden ne zarar gelirdi?...
- Murdar'ın alım-satımı haramdır... deyince, ulemâ dahi bu cevabı tahsin kıldılar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder