Şeyhülislâm Yâhya Efendi 86 yaşındaydı. Bağdat önlerinde cenk eden IV. MURAD Hân'la beraber idiler... Üstelik bizzat padişah ile birlikte, sık sık en ileri hatlara kadar geliyor, sur dibine sokuluyorlardı... Mücahidleri teşci için koşan, bu dünya ve Ahiret sultanlarını gören askercikleri geriye kimse tutamazdı.
Nitekim surlar üzerindeki boğaz boğaza çarpışmalar sırasında, Tayyar Mehmed paşa, Şehâdet şerbetini içti. Kendisi sadrazam idi. Kanlı elbiseleriyleoracıkta gömüldü. Büyük Cihangir Murad Hân ağladı; Şeyhül'islâm dua etti... Ve ertesi gün, 24 Aralık 1638 seher vaktinde, ORDUYU HÜMAYÛN;
(Ana gibi yâr, BAĞDAT gibi Diyâr)a ikinci defa girdi...
Ertesi gün de İmâmı Âzâm Ebu Hanife hazretlerinin türbesini, bütün maiyyetiyle beraber ziyaret eden ''Bâğdât Fâtihi'' 3 hafta orada kaldı.
14 ocak 1639 cuma namazını, Azâmiye'de kıldıktan sonra, Der'saadet'e müteveccihen yola koyuldular... Âzâmiye'deki Cuma Hutbesini, 87 yaşına giren Koca Şeyhülislâm Yahya Efendi verdi...
O günden sonra, bir daha düşman ayağı, Bağdat'a basamadı. Ta ki, Birinci Cihan Harbi sonunda, Falkland Kahramanları (!) ortaya çıkana kadar... [Ya'ni islâmın en büyük düşmanı İngilizler]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder