Bitmeyen Girit Muhasarası

Bitmeyen Girit Muhasarası21 yıldır devam eden GİRİT SAVAŞI, venedikle Türkiye arsında olmaktan çıkmıştı. Başta PAPA ve Fransa kralı XIV. Louis ile bütün hıristiyan Âlemi için, adeta bir prestij meselesi haline gelmişti. Venedik istese bile, savaşı bitiremiyordu. Aslında Girit'in büyük kısmı osmanlılar'ın elinde idi. Sadece adanın merkezi olan KANDİYE ile birkaç küçük kale, Venedikliler'e aitti. 1669 yazında, Sadrazam ve serdârı Ekrem Fazıl Ahmed Paşa, Kandiye'nin son muhasarasını başlattı... O zamana kadar vuku bulan muharebeler hakkında bir fikir edinmek için, sadece geçen yıl zarfında 1.000'den fazla yeraltı (lağım) savaşı yapıldığını hatırlatabiliriz. Osmanlı türkleri, kale dışında her gece tünel açıp lağım patlatarak, kaleye girmeyi deniyorlardı. Kale içindeki Venedikliler de, toprağı dinliyerek; yaklaşan tünelcilere doğru, mukabil lağım kazıyorlardı. Ekseriya yer altında birleşen iki taraf askeri, amansız bir boğuşmaya mecbur kalıyorlardı. Cesetler yüzünden ekseri tüneller, tıkanıyordu. İşte bu sıkıcı savaşa son vermek isteyen Sultan 4. MEHMED Hân, en sevdiği Sadrazamını görevlendirdi. Serdar Fazıl ahmed Paşa Girit'e ayak bastığı an, beraberinde getirdiği 20.000 kantar barut, 40.000 adet top güllesi, 600.000 torba zifti, Kandiye önlerine yıktı.Ayrı bir filoyla gelen 8.000 Yeniçeri, 1.500 topçu, 1.000 tünelci (lağımcı) 4.000 süvari, 500 meş'aleci, toplam 17.000 Mücahid karaya çıktılar. Devam eden muharebeye hemen iştirak eden bu yeni kuvvetler, ilk vuruşmada Kandiye dukasını öldürdüler. Yerine geçen Alman Generali, Baron von Frisheim de öldü. Bu arada sulh teşebbüsleri devam ediyordu. Serdar'ı ziyaret eden Venedik'in fevkalede Sulh murahhası: '' Bütün hıristiyan âleminin şerefi için, Kandiye'den vazgeçmemizi rüca ediyoruz. buna mukabil, ne kadar ağır olursa olsun ''HARP TAZMİNATI'' ödemeye âmâdeyiz... demişti. Serdar şu cevabı verdi:- Biz tüccar değil, askeriz... Alım-satımdan anlamayız! Sadece harp ederiz!... Allahın takdiri ne ise, o olur.